Aile içi iletişim sohbetlerinde neleri dile getiriyorsunuz?
Karı-kocanın sağlıklı ilişkiler çerçevesinde nasıl
beraber olabileceği, neler yapmaları gerekir, anne - baba ve çocuk
ilişkilerinde çocuğun sevgi ve iletişim potansiyelinin gelişimi ne
olabilir gibi konular üzerinde duruyorum. Toplumumuzda, ailelerde
iletişim bilinci çok düşük. Oysa aile bireye en çok değer verilen yer
olmalı.
Aynı evde yaşayıp da iletişim kurulamadığını mı düşünüyorsunuz?
Evde birbirleriyle konuşmuyorlar, birbirlerine
bakmıyorlar, böylece iletişim kurmadıklarını zannediyorlar. Sanıyorlar
ki iletişim yok. Halbuki var. Olumsuz mesajlar gidip geliyor ve
bilinçaltı bunu kaydediyor.
Çoğu insan evliliği yanlış anlıyor yani...
Türkiye'de eşler birbirinin kişilik özelliğine bakmadan
evleniyor. Bireyler değil, kadın ve erkek var. Karısı ölen ’’Bir tane
daha alırım’’ diyor mesela. Oysa evrende bir insanı seçiyoruz,
evleniyoruz. Eşimizin iç dünyasının farkında mıyız, özlemleri,
rüyalarıyla ilgileniyor muyuz? Bizde sosyal kalıplarla iletişim
kuruluyor, iç dünyadan mesajlar verilmiyor iletişimde.
Susmayın, konuşun
İletişimin önemi ne peki?
İletişim anı, varoluş anıdır. Birbirimizi var ya da yok
ettiğimiz andır. Kişiler umursanırlar ya da umursanmazlar.
Yargılanırlar veya kabul edilirler. Sevilirler ya da itilirler.
Güçlüya da güçsüz görülürler. İki insan birbirine merhaba dediği andan
itibaren iletişim içindedir. ''Şu anda bu insanı yaralıyor muyum, yoksa
besliyor muyum'' diye düşünmek gerekir.
Sağlıklı aileyi nasıl tanımlıyorsunuz?
En büyük stres insanın hissettiğini söyleyememesidir. Söyleyemediğiniz şey ne kadar büyükse o kadar stresli olursunuz.
Çocuklardabu stres olmadığı için cıvıl cıvıldırlar. Sağlıklı ailenin bireyleri
birbirine güvenir ve sevincini, öfkesini söyler. İç dünya ile
paylaşılan dünya arasındaki fark çok küçüktür. Sağlıksız ailede ise tam
tersi. İnsanlar maskelerle konuşur, birbirine güvenmez.
Sigara, içki kullanımı artar, ani patlamalar, rüyalar oluşur. Mış gibi yaşamak başlar. Duyguları bastırılınca sağlıksızlık başlar.
Türk ailesinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
30 yıl sonra Türkiye, uygar, cıvıl cıvıl, mutlu,
girişimci, özgüvenli, cesur insanların ülkesi olabilir. Politikacısına,
işadamına güvenen, ahlakın yaşadığı, rüşvetin tarihe tarışmış olduğu,
güleryüzlü insanların yaşadığı bir ülke. Ya da tam tersi. Peki kim
belirleyecek? Bugünün anne ve babaları.
Ölü evlilikler kurtulabilir
Boşanma oranı yüzde 65'lere varmış durumda ama...
İnsanlar birbirlerine acı çektirmek için evlenmez. Eğer
iki insan ilişkilerini canlandırma hevesi içindeyse, bu mümkün. Biz
ilişkileri farkına varmadan öldürüyoruz. İletişim anında, yüz
ifadesiyle, tonuyla küçük zehirler damlatıyoruz, şevkimiz ölüyor. Şu
anda belki Türkiye'deki evliliklerin yüzde 90'ı ölü. Ben buna
psikolojik boşanma diyorum. Çeşitli nedenlerden yasal aşamaya
gelmemişler. Önemli olan bunların canlandırılması, cıvıltıyı
bulabilmesi, iki insanın tek başına olduğundan daha fazla mutlu,
yaratıcı olabilmesi.
''Evlilik bilinci'' denilen bir gerçek var o halde?
Evlenmeden önceki devre çok önemli. Bireyler kendilerine
şunu sormalı: Evleniyorum, beni neler bekliyor, neyin içine giriyorum?
Bunun farkına varmalı. Çoğu zaman bunlar hiç sorgulanmadan, sürekli aşk
beklentisiyle başlanıyor. 8-9 ay sonra iş değişiyor. Bazı ilişkiler var
ki; hiç sağlık, ekonomik sorunu olmazsa devam ediyor. Evliliklerde
mutlaka depremler olur. Sağlık, ekonomik
sorunlarolur, çocuk doğar. Çocuk bayağı güçlü bir deprem. Yardım, fedakarlık,
bilinç, sorumluluk olmayınca sorunlar aşılamıyor evlilik dağılıyor.
. Aile içi iletişim nasıl olmalıdır hakkinda aciklamalar Aile içi iletişim nasıl olmalıdır konusunda bilgile